19 Mart 2015 Perşembe

Çok Sıkılınca Yapılacak Şeyler #2

Bir süredir sıkılmaya bile pek vakit kalmadığı için  bloğa yazı yazamadık fakat bugün üretmenin ve geri dönüşümün verdiği mutluluğu içeren  bir yazı ile tekrar beraberiz:) Genelde çöpe attığımız o güzelim cam şişeleri bugün yeni bir objeye çeviriyoruz...

malzemeler


  Malzemelerimiz çok basit:
  • istediğiniz türde bir ip, ben ankara- erdoğan düğmeden, hafif hasırımsı bir dokusu olan bu ipleri aldım.
  • çeşitli boylarda atık cam şişe
  • su bazlı beyaz tutkal
  • tutkalı sürmek için herhangi birşey ( fırça, sünger, kumaş parçası ne olursa..) 
  • şişenin üstünü süslemek için objeler bu objelerin sağlam yapışması için silikon


 Kullanılmış ve artık işe yaramazmış gibi gözüken şişelerimizi temizlemekle başlıyoruz işe:) Daha sonra tutkalı bölüm bölüm sürerek ipi şişeye yapıştrmaya başlıyoruz. Tutkal çok çabuk kuruyor, bu yüzden küçük parçalar halinde sürmenizde fayda var.

İpi sarmaya şişenin ağzından başlarsanız ip daha düzgün ve sıkı sarılıyor. Kapağın geldiği kısmı sarmak en zor ve sıkıcı kısım açıkçası:/ 

 Yandaki fotoda, zeytinyağlık yapmak için şişeyi yarım olarak saracaktım ve ortadan başlamıştım, ipleri yapıştırmak da sarmak da çok zor olmuştu, sıkıcı da olsa kapak kısmından başlamanız şiddetle tavsiye edilir.
 Beyaz tutkal kullanmak ellerinizin temizliği açısından oldukça avantajlı, başka yapıştırıcılar da kullanılabilir fakat temizlemek zor olabilir. Su bazlı tutkal, ipin üstüne bulaştığında da kuruyunca hemencecik kazınıveriyor, şişeniz bozulmamış oluyor böylece:)
Aslında her ip katmanına tutkal gelmek zorunda değil, kapak kısmını sıkıca tutkal yardımı ile sardıktan sonra ortasına kadar tutkalsız ilerleyebilirsiniz. Fakat bunu yaparken ipi tırnaklarınızla iyice iterek birbirine sıkıştırın ki aşağıya doğru kaymasınlar. Arada boşluklar kaldığı zaman hoş durmuyor bence:/

Dana sonra şişenin altına yaklaştıkça tekrar tutkal kullanarak, üstteki iplerin de sağlamlaşmasını ve gevşememesini sağlayabilirsiniz.

Aşağıda gördükleriniz benim yaptığım şişelerden. Şişelerin üzerini süslemek tamamen sizin tercihinize bağlı:) Aynı şekilde sevdiğiniz türde ipi de kullanabilirsiz, ip almak istemiyorsanız evde az az kalan yünlerle de yapabilirsiniz. Şimdiden ellerinize sağlık:) 
                                                                                                                                        T

Benim yaptıklarım



Pinterestteki ilham kaynaklarım:) Tamamladığım zaman benim de ''love''şişelerim olacak inş..












 

11 Mart 2015 Çarşamba

Yaşam meselesi: Cruelty free / Hayvan deneyleri

Son zamanlarda, daha da çok gündeme gelen (çok şükür ki..) ve tüm dünyada, tüm hükümetler ve markalar arasında da hızla yayılmasını umduğumuz bir konu ile ilgili bilgi sahibi olalım istedim ve bu yazıyı hazırladım, yazının sonunda farkındalığınızın artmasını umuyorum:) Bakalım bu cruelty free neymiş ne değilmiş, markaların hayvan deneyi yapması gereklimiymiş, hangi markalara doğaya ve canlıya saygılıymış öğrenelim:

Hayvan deneyleri ne yazık ki uzun zamandır kozmetik dünyasının kullandığı bir yöntem. Şuan kullandığımız ürünlerin belki %90'ı ürünleri bize ulaştırmadan önce hayvanlara eziyet etmeyi tercih ediyor. Bunu yaparken bir çoğunuzun da düşünebileceği gibi ''e napalım canım insanlar mı/ tüketici mi mağdur olsun , mecbur yapıyoruz'' gibi aslı astarı olmayan bir bahanenin arkasına sığınıyorlar. E adamlar bu işin kurdu olmuş, reklamcılığı kullanıp olmayan ürün özelliklerini bile inandırıcı kılabiliyorlarken, üst satırdaki yalana bizi inandırmaları da zor değil...

Konu ile ilgili araştırma yaptığınızda gerçekten kan dondurucu görüntülere ulaşmanız mümkün. O kadar kötü olanlarını buraya koymak istemedim, fakat daha net bir msj için de bazı fotoğrafları paylaşıyorum. Tavşan, maymun, kedi deneylerde en çok kullanılan hayvanlar sanıyorum. ''yaşasın bugün aylardır aradığım bordo ruja kavuştum, bu şampuan saçlarımı yumuşacık yaptı, sokaktaki 10 kişiden 8 i parfümümü soruyor...'' gibi sevinçler yaşarken, aslında başka canlıların canının yanmasına katkıda bulunuyormuşuz, ben de 3-5 aydır bunun farkındalığını yaşıyorum. Bilmiyoruz, haberimiz yok, para için insanoğlunun ne kadar çirkinleşebileceğini unutuyoruz... Ama bu yazıyı okuyorsanız artık siz de biliyorsunuz ki, maliyeti düşürmek ya da daha çok para kazanmak için tercih edilen ve  asla ve asla etik olmayan, hakkımız olmayan bu kötü yöntemi bir çok firma tercih ediyor , biz de onlara para vererek katkıda bulunuyoruz:/


Peki bu deneyler çok mu gerekli? Bu deneyler yapılmazsa insanoğlu mağdur mu olacak? Tabii ki HAYIR!!! Bundan taaa 50-60 yıl önce, hayvan deneyi yapmadan da hammadde ve ürün testi yapmanın yöntemi bulunmuş. Dahası, hayvan deneyi yapmadan yıllardır ürün satan ve hiç bir sıkıntı yaşamayan başarılı firmalar da mevcut. İnsan cildine çok yakın dokular üretiliyormuş ve bu dokular ile yapılan testlerin geçerlilik ve güvenirliğinin çok daha yüksek olduğu da kanıtlanmış! Bu demek oluyor ki, deneylerinde hayvan kullanan firmalar aslında yeterince doğrulanmamış şekilde ürünleri bize sunuyorlar, ellerinde daha bilimsel bir yöntem varken, bunu değil ucuz olanı seçiyorlar. Sonuçta bir tavşanın cildinde reaksiyon vermeyen bir madde, insanda ciddi reaksiyonlara sebep olabilir, ''herşey insanlar için'' mantıkları da bu şekilde çürümüş oluyor arkadaşlar, herşey para için artık kendimizi buna inandıralım...


Avrupa'da bu konu ile ilgili ciddi ve umut verici çalışmalar mevcut:) Bir kere, 2013 yılında avrupa'da hayvan deneyleri yapmak yasaklanmış. Aldığınız ürünün arkasında ''made in italy made in germany '' gibi avrupa birliğine dahil bir ülkenin adı varsa, çok yüksek ihtimalle ( ben onların yalancısıyım bu yüzden %100 diyemedim) o ürün hayvanlar üzerinde test edilmiyor. Bazı markalar, yandaki fotoda gördüğünüz kuruluşlara ''cruelty free'' olduklarını belgeletiyorlar. O zaman işimiz biraz daha kolaylaşıyor, bu tavşan imgelerinden birini görmemiz yeterli oluyor:) 
Fakat eğer marka çin pazarına girdiyse ( çin büyük bir pazar ve ne yazık ki çin hükümeti hayvan deneyini sizin yerinize yapabilirim gibi birşeye zorluyor markaları) cruelty free yani hayvan deneyi yapmayan bir firma olma ihtimali çok düşük:/  The body shop gibi, aslında cruelty free olan fakat loreal gibi hayvan deneyi yapan bir firmanın altına giren ve '' ana şirketimiz hayvan deneyi yapsa da biz haala buna karşıyız ve kesinlikle deneylerimizde hayvan kullanmıyoruz'' diyen firmalar da mevcutmuş. Az önce de bahsettiğim gibi The Body Shop böyle bir açıklama yapmış örneğin. Bunun tam tersi olarak da, önceden cruelty free iken çin pazarına girerek bu özelliğini kaybetmiş firmalar da söz konusu olabiliyor ki yves rocher'de buna bir örnek.

Türkiye de ise durum nispeten daha iyi gibi geldi bana, en azından Çin gibi değiliz, hayvan deneyi yapmayan ve başarılı ürünler üreten firmalar mevcut, bunlara örnek olarak Cyrene markasını verebilirim. 
Loreal gibi markalar zihnimizde çok yer etmiş olduğu için, ilk başlarda cruelty ürün bulmakta zorlanabilirsiniz. Fakat her an elimizin altında internet var, araştırarak ve internetten de alışveriş (lilakutu gibi) yaparak bu saygılı firmaların ürünlerine ulaşmamız mümkün. Üstelik gratis ve watsons gibi mağazalarda da hayvan deneyi yapmayan markalar satılıyor: live clean, gosh, essence, giovanni cosmetics, kiss my face, alix avien, wet'n wild gibi...


Bu konu ile ilgili bilgi almanızı sağlayabilecek linkleri de vererek yazımı sonlandırmak istiyorum, yanlışlık olmaması ve güncel olması açısından  temiz firmaların ismini listelemek istemiyorum fakat vereceğim linklerde bu listelere de ulaşabilirsiniz:) Umarım bir kişi bile olsa, hayvan deneyi yapan ürünlerden bu yazı aracılığı ile vazgeçmeye çalışır

                                                  sevgiler, T

çirkinkadınyokturazmakyajvardır/blog

pembe defter'in videosu #1

pembe defter'in videosu #2

                                                                         cruelty free ürün yorumu/aslınındünyası

                                                                         http://sevrapond.blogspot.com.tr/2014/09/cruelty- free-kozmetik.html
                                          
                                                                          Peta

                                                                          leaping bunny

4 Mart 2015 Çarşamba

Her Genç Kızın Hayali:))

Senelerce hayalini kurduğumuz, pozitif tüm anlamları yüklediğimiz, hayatımızın en piremses anını bize yaşatmasını umduğumuz kıyafet gelinlik... E bu kadar anlam yükleyince de içinize sinen bir modaevi ve gelinlik bulmak oldukça stresli ve zor olabiliyor ne yazık ki, fazla beklenti her zaman üzüyor yani:/
Ben de gelinliğim için o modaevi senin bu butik benim dolaşırken çook stres de oldum, sinirlendim de, asla istediğim gibi bir gelinliğim olmayacak diye umutsuzluklar yaşayıp, maddi-manevi yüksek beklentiler sebebi ile gerçekten zorlanmıştım. Mayıs başındaki düğünüm için, ta eylül ayından Ankara'daki modaevlerini dolaşmaya başlamıştım. Ankara'daki birçok gelinlikçiyi gezdim, internetten araştırmalar yaptım ve sonunda güneşli bir kış günü, içime çok sinecek bir modaevi ile tanışmaya gittim ASLI KIRDAR MODAEVİ :)



Benim için en önemli kriter belki de kafasının dikine gitmeyen, bakış açımı, istediğim modeli-kesimi- gerçekten anlayabilen ve çözüm odaklı olan bir modacı ile çalışmaktı. Böyle yazınca sanki şirketime eleman alıyormuşum gibi gözüküyor ama hayalinize kavuşmanız için çıktığınız bu yolda başınıza aksilikler gelirse eğer, gelinliğinizi diken kişinin tavrı, sizin ruh sağlığınız açınızdan oldukça önemli sevgili gelinler:) Ben Aslı Hanım ile daha ilk konuşmamda tüm bu  beklentilerimin hatta daha fazlasının karşılanacağının sinyallerini almıştım, daha önce yaşadığım umutsuzluklar silinmişti ve eve gelip anneme ''sonunda içime çok sinen bir yer buldum'' demiştim:) Burada denediğim neredeyse tüm gelinlikleri çok beğenmiştim, imkanım olsa hepsini giyer 15-20 günlük bir düğün yapardım.
E böyle bir imkanım tabiki olmadı fakat Aslı Hanım ve ekibi sayesinde her şeyiyle çok beğendiğim, %100 içime sinen bir gelinliğim de oldu.


Fotoğrafta da gördüğünüz gibi içinde kendinizi evinizde gibi hissedeceğiniz gayet rahat ve güzel bir yer burası. Ama sizi asıl rahat ettirecek olan, Aslı Hanım'ın ilgili, bilgili ve görgülü tavrı olacaktır. Aslı hanım, hayalinize kavuşmanız için sıkılmadan, bazı yerlerde karşılaştığım afra tafrayı (!!!) yapmadan, elindeki muhteşem gelinlik ve dantellerle size yardımcı olacaktır. Aklınız pronovias'ta bile kalmayacak emin olun;) (pronovias beni affet:S)

Son olarak kendi provamdan bir fotoğrafımı koyuyorum fakat büyüsü kaçmasın diye henüz tamamını paylaşamıyorum:) Sorularınız olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
Bir de slogan buldum onu da yazayım: gelinin halinden bir gelinler bir de Aslı Kırdar anlar:p

Daha fazla fotoğraf ve bilgi için bu linkleri kullanabilirsiniz:

https://instagram.com/asli_kirdar/

web sitesi 

facebook

                                 Sevgiyle kalın, T