13 Nisan 2015 Pazartesi

Banyo Ekibim #2

Dikkat!!!! İşbu yazıdaki ürünler, hayvanlara eziyet edilmeden üretilmiştir. bknz: cruelty free

 
Ürünler:
-Isana 7 Bitki Özlü Şampuan
-Ecowell Organic Vanilya Duş Jeli
-Lavera Organik Body Butter
-Alterra %100 Doğal Bitkisel Sabun

Bir önceki banyo ekibi yazımda  bahsettiğim ürünler tükenmeye başlayınca, yeni bir ekip oluşturmam gerekti ve şimdi yeni ekibimi sizlerle de tanıştıracağım:) [aslında ''tanıştırcam'' yazmak istiyorum ama ilkokul türkçe bilgilerim müsade etmiyor-_- ]

İlk olarak, bu ekibin demirbaşı, bir numarası, starı olan Isana şampuandan bahsetmek istiyorum. İçersinde, adaçayı, öksürük otu, biberiye, papatya, atkuyruğu otu, ısırgan ve melisa var. Bahsettiği o 7 bitki bu bitkiler yani:) Silikon ve paraben içermiyor fakat bunlara eşdeğer başka zararlı maddeler içeriyor olabilir, eğer bu konuda çok dikkatli iseniz almadan önce arkasını okumanız gerekecektir.
Şampuanın kokusu güzel değil, sanki temizlik maddesi gibi garip bir koku - evet biliyorum şampuan bir temizlik maddesi:p-
Neyseki saçta kalan bir koku değil, bu sebeple sorun teşkil etmiyor.
Saçımı yıkarken, kremli bir şampuan ile yıkıyormuş hissine kapılıyorum ben oysa üzerinde 2'si 1 arada diye bir ibare yok. Fakat evde bu şampuanı kullanan herkes benimle aynı fikirde diyebilirim. Zaten saçtan arındırması birazcık zor, booollllca durulamanız gerekiyor:/
Banyo sonrasında bıraktığı etki ise oldukça başarılı. Bir kere saçlarım hem yumuşuyor, hem hacimleniyor ama aynı zamanda kabarmıyor da! Saçınızda doğal dalgalar varsa, bu şampuanla çok daha belirgin şekilde ortaya çıkabilir, ya da şekillendirme yapıyorsanız daha rahat şekilllendirmenize yardımcı olabilir. Ben genelde, banyodan sonra saç uçlarıma birazcık hidistan cevizi yağı sürüyorum ve hindistan cevizi yağı+isana şampuan tam istediğim yumuşaklığı veriyor, kesinlikle tavsiye edebilirim.
Saçı böyle güzel nemlendiren bir şampuanın, yağlanmayı arttırmaması da mucizevi bir durum:) Daha önce bahsettiğim kepek sorunuma da iyi geldi diyebilirim aslında yani en azından kepeklenmeyi arttırmadı, kaşıntı yapmadı, hiç kepeğim yok diyemem ama ideale yakın bir saç derisine yaklaştım diyebilirim:) Ve evdekiler bana katılmasa da bu şampuan kesinlikle saçı U-ZA-TI-YOR uzatıyor işte kardeşim. Kullandığım beri saçlarım hızla uzadı ki bu anormal değil çünkü içinde atkuyruğu bitkisi var, bu bitki ile yapılan şampuanlar oldukça moda zaten son zamanlarda. 
Isana 7 bitkili şampuanı Rossman mağazalarında,2-3 tl gibi çok uygun bir fiyata bulabilirsiniz, kullanırsanız, saçınızı uzatıyor mu bana söylemeyi unutmayın;)

Gelelim duş jeline... Lilakutudan indirimle 11 tl gibi bir fiyata aldım ecowell duş jelinden ilk kullandığımda hiç hiç hiç memnun kalmamıştım. Bir kere iddia ettiği gibi vanilya kokmuyordu, neredeyse hiç köpürmüyordu dolayısıyla sanki temizlemiyormuş gibi hissettiriyordu. Bu kadar organik bir üründen köpürmesini beklemek de doğru değil gerçi fakat köpürerek temizlenmeye alışmışız bir kere iflah olmuyoruz işte! Evet gerçekten pek organik bir ürün, ICEA(ethical and environmental certification institute/italy) tarafından içinde zararlı sentetikler, silicon, sls ve sles, renklendirici, likit parafin, petrol bazlı kimyasal olmadığı sertifikalandırılmış. Geri kalan bitkisel özler de organik sertifikasına sahip. Bu özler de, antiseptik özellikli mersin suyu ve vanilya.



İlk başta hiç sevmediğim bu ürünün kullandıkça müptelası oldum diyebilirim. En harika özelliği, cildi inanılmaz yumuşatıyor. Siz ''a bu hiç temizlemiyor, cildimde durmuyor bile nasıl olacak bu iş derken'' kurulanınca bir bakmışsınız ki yumuşacık bir tene sahip olmuşsunuz:) Ben hiç böyle yumuşaklık veren bir ürün kullanmamıştım açıkçası, elimiz için sıvı sabun olarak kullansak, ellerimiz her daim yumuşak olur, o derece bir yumuşatma. Bu özelliğinden dolayı, köpürmemesini, vanilya değil ilaç gibi kokmasını fln artık önemsemiyorum ve çok severek kullanıyorum. 200 ml ürün, bana oldukça da bereketli geldi. Böyle indirimli zamanlarını yakalayıp kullanabilirsiniz..



Ve olmazsa olmazım nemlendiricim ile devam ediyorum:) Çabuk kuruyan ve ne yazık ki çatlayabilen bir cilde sahibim, nemlendiriciden beklediğim şey uzun süreli bir nemlendirme sağlarken çatlak oluşumuna da engel olması. Bu çerçeve içerisinde Lavera organik makademia-organik çarkıfeleği özlü body butterdan memnun kalMAdığımı söyleyebilirim. Bir kere, sürümü çok zor çok yorucu ya da budy butter bana göre değil. Tenimde beyaz beyaz kalıyor yedirene kadar ellerim ağrıyor. Ve sabah sürüp akşam duş alırsanız, kremin vücudunuzdan akmaya başladığını farkediyorsunuz, demek ki cilt bu kremi emmiyor... Her gün mutkala sürersem nemlenmişim gibi oluyor ama hergün sürme istediği uyandıran bir ürün değil yapısı dolayısıyla. Ben aslında Palmer's ın vücut losyanından çok memnundum fakat zam geldi diye 5 tl az verip bunu aldım, oldukça da pişmanım. Bu bitince ya palmers ile ya da yeni bir ürün ile devam ederim asla bunu almam. Ürünün güzel özellikleri de var, onları da yazayım: mü-kem-mel kokuyor ve kokusu çook kalıcı, tatlı bir fındık kurabiye kokusu:) Vegan sertifikasına sahip. Bu kadarcık. almayın diye, fiyatını fln yazmıyorum hıh.

Son ürünümüz de, Alterra Nar Özlü Bitkisel Sabun. Banyo yaparken sabun pek kullanmıyorum cildimi kurutuyor. Bu sabunu da 1-2 kez banyoda, çoğunlukla el yıkamak için kullandım. Cruelty free bir sabun olduğu için Rossman'dan alıyorum, fiyatı 2-2.5 lira. Banyoda sabunu seviyorsanız tercih edebilirsiniz, kokusu çok güzel, doğal ve bitkisel olduğunu iddia etmiş, vegan sertifikalı, sentetik koruyucu madde içermiyor. Lavantalı ve güllü olanı da aynı şekilde çok güzel kokuyordu:) Uygun fiyatlı ve canlı dostu bir sabun olması sebebi ile benim tercihim.

Bir banyo ekibi yazısı daha bu şekilde sona eriyor:) Umarım, yaptığım yorumlar ürünler hakkında yeterli bilgiye sahip olmanızı sağlamıştır. Bu bloğun sürekli ürün tanıtımı yapılan bir yer olmasını istememiştik fakat deneylerinde hayvanları kullanmayan markalar ile ilgili ülkemizde henüz yeterli derecede blog yok, ya da konuşulan ürün yelpazesi geniş değil. Bu yüzden artık cruelty ürünler kullanmaya çalıştığım için bu ürünlerin yorumunu da yazmaya çalışacağım. Umarım temiz markalarda daha çok reklam yapar ve biliçaltımızı etkilerler:) sevgiler...
                                                                                                                         T








19 Mart 2015 Perşembe

Çok Sıkılınca Yapılacak Şeyler #2

Bir süredir sıkılmaya bile pek vakit kalmadığı için  bloğa yazı yazamadık fakat bugün üretmenin ve geri dönüşümün verdiği mutluluğu içeren  bir yazı ile tekrar beraberiz:) Genelde çöpe attığımız o güzelim cam şişeleri bugün yeni bir objeye çeviriyoruz...

malzemeler


  Malzemelerimiz çok basit:
  • istediğiniz türde bir ip, ben ankara- erdoğan düğmeden, hafif hasırımsı bir dokusu olan bu ipleri aldım.
  • çeşitli boylarda atık cam şişe
  • su bazlı beyaz tutkal
  • tutkalı sürmek için herhangi birşey ( fırça, sünger, kumaş parçası ne olursa..) 
  • şişenin üstünü süslemek için objeler bu objelerin sağlam yapışması için silikon


 Kullanılmış ve artık işe yaramazmış gibi gözüken şişelerimizi temizlemekle başlıyoruz işe:) Daha sonra tutkalı bölüm bölüm sürerek ipi şişeye yapıştrmaya başlıyoruz. Tutkal çok çabuk kuruyor, bu yüzden küçük parçalar halinde sürmenizde fayda var.

İpi sarmaya şişenin ağzından başlarsanız ip daha düzgün ve sıkı sarılıyor. Kapağın geldiği kısmı sarmak en zor ve sıkıcı kısım açıkçası:/ 

 Yandaki fotoda, zeytinyağlık yapmak için şişeyi yarım olarak saracaktım ve ortadan başlamıştım, ipleri yapıştırmak da sarmak da çok zor olmuştu, sıkıcı da olsa kapak kısmından başlamanız şiddetle tavsiye edilir.
 Beyaz tutkal kullanmak ellerinizin temizliği açısından oldukça avantajlı, başka yapıştırıcılar da kullanılabilir fakat temizlemek zor olabilir. Su bazlı tutkal, ipin üstüne bulaştığında da kuruyunca hemencecik kazınıveriyor, şişeniz bozulmamış oluyor böylece:)
Aslında her ip katmanına tutkal gelmek zorunda değil, kapak kısmını sıkıca tutkal yardımı ile sardıktan sonra ortasına kadar tutkalsız ilerleyebilirsiniz. Fakat bunu yaparken ipi tırnaklarınızla iyice iterek birbirine sıkıştırın ki aşağıya doğru kaymasınlar. Arada boşluklar kaldığı zaman hoş durmuyor bence:/

Dana sonra şişenin altına yaklaştıkça tekrar tutkal kullanarak, üstteki iplerin de sağlamlaşmasını ve gevşememesini sağlayabilirsiniz.

Aşağıda gördükleriniz benim yaptığım şişelerden. Şişelerin üzerini süslemek tamamen sizin tercihinize bağlı:) Aynı şekilde sevdiğiniz türde ipi de kullanabilirsiz, ip almak istemiyorsanız evde az az kalan yünlerle de yapabilirsiniz. Şimdiden ellerinize sağlık:) 
                                                                                                                                        T

Benim yaptıklarım



Pinterestteki ilham kaynaklarım:) Tamamladığım zaman benim de ''love''şişelerim olacak inş..












 

11 Mart 2015 Çarşamba

Yaşam meselesi: Cruelty free / Hayvan deneyleri

Son zamanlarda, daha da çok gündeme gelen (çok şükür ki..) ve tüm dünyada, tüm hükümetler ve markalar arasında da hızla yayılmasını umduğumuz bir konu ile ilgili bilgi sahibi olalım istedim ve bu yazıyı hazırladım, yazının sonunda farkındalığınızın artmasını umuyorum:) Bakalım bu cruelty free neymiş ne değilmiş, markaların hayvan deneyi yapması gereklimiymiş, hangi markalara doğaya ve canlıya saygılıymış öğrenelim:

Hayvan deneyleri ne yazık ki uzun zamandır kozmetik dünyasının kullandığı bir yöntem. Şuan kullandığımız ürünlerin belki %90'ı ürünleri bize ulaştırmadan önce hayvanlara eziyet etmeyi tercih ediyor. Bunu yaparken bir çoğunuzun da düşünebileceği gibi ''e napalım canım insanlar mı/ tüketici mi mağdur olsun , mecbur yapıyoruz'' gibi aslı astarı olmayan bir bahanenin arkasına sığınıyorlar. E adamlar bu işin kurdu olmuş, reklamcılığı kullanıp olmayan ürün özelliklerini bile inandırıcı kılabiliyorlarken, üst satırdaki yalana bizi inandırmaları da zor değil...

Konu ile ilgili araştırma yaptığınızda gerçekten kan dondurucu görüntülere ulaşmanız mümkün. O kadar kötü olanlarını buraya koymak istemedim, fakat daha net bir msj için de bazı fotoğrafları paylaşıyorum. Tavşan, maymun, kedi deneylerde en çok kullanılan hayvanlar sanıyorum. ''yaşasın bugün aylardır aradığım bordo ruja kavuştum, bu şampuan saçlarımı yumuşacık yaptı, sokaktaki 10 kişiden 8 i parfümümü soruyor...'' gibi sevinçler yaşarken, aslında başka canlıların canının yanmasına katkıda bulunuyormuşuz, ben de 3-5 aydır bunun farkındalığını yaşıyorum. Bilmiyoruz, haberimiz yok, para için insanoğlunun ne kadar çirkinleşebileceğini unutuyoruz... Ama bu yazıyı okuyorsanız artık siz de biliyorsunuz ki, maliyeti düşürmek ya da daha çok para kazanmak için tercih edilen ve  asla ve asla etik olmayan, hakkımız olmayan bu kötü yöntemi bir çok firma tercih ediyor , biz de onlara para vererek katkıda bulunuyoruz:/


Peki bu deneyler çok mu gerekli? Bu deneyler yapılmazsa insanoğlu mağdur mu olacak? Tabii ki HAYIR!!! Bundan taaa 50-60 yıl önce, hayvan deneyi yapmadan da hammadde ve ürün testi yapmanın yöntemi bulunmuş. Dahası, hayvan deneyi yapmadan yıllardır ürün satan ve hiç bir sıkıntı yaşamayan başarılı firmalar da mevcut. İnsan cildine çok yakın dokular üretiliyormuş ve bu dokular ile yapılan testlerin geçerlilik ve güvenirliğinin çok daha yüksek olduğu da kanıtlanmış! Bu demek oluyor ki, deneylerinde hayvan kullanan firmalar aslında yeterince doğrulanmamış şekilde ürünleri bize sunuyorlar, ellerinde daha bilimsel bir yöntem varken, bunu değil ucuz olanı seçiyorlar. Sonuçta bir tavşanın cildinde reaksiyon vermeyen bir madde, insanda ciddi reaksiyonlara sebep olabilir, ''herşey insanlar için'' mantıkları da bu şekilde çürümüş oluyor arkadaşlar, herşey para için artık kendimizi buna inandıralım...


Avrupa'da bu konu ile ilgili ciddi ve umut verici çalışmalar mevcut:) Bir kere, 2013 yılında avrupa'da hayvan deneyleri yapmak yasaklanmış. Aldığınız ürünün arkasında ''made in italy made in germany '' gibi avrupa birliğine dahil bir ülkenin adı varsa, çok yüksek ihtimalle ( ben onların yalancısıyım bu yüzden %100 diyemedim) o ürün hayvanlar üzerinde test edilmiyor. Bazı markalar, yandaki fotoda gördüğünüz kuruluşlara ''cruelty free'' olduklarını belgeletiyorlar. O zaman işimiz biraz daha kolaylaşıyor, bu tavşan imgelerinden birini görmemiz yeterli oluyor:) 
Fakat eğer marka çin pazarına girdiyse ( çin büyük bir pazar ve ne yazık ki çin hükümeti hayvan deneyini sizin yerinize yapabilirim gibi birşeye zorluyor markaları) cruelty free yani hayvan deneyi yapmayan bir firma olma ihtimali çok düşük:/  The body shop gibi, aslında cruelty free olan fakat loreal gibi hayvan deneyi yapan bir firmanın altına giren ve '' ana şirketimiz hayvan deneyi yapsa da biz haala buna karşıyız ve kesinlikle deneylerimizde hayvan kullanmıyoruz'' diyen firmalar da mevcutmuş. Az önce de bahsettiğim gibi The Body Shop böyle bir açıklama yapmış örneğin. Bunun tam tersi olarak da, önceden cruelty free iken çin pazarına girerek bu özelliğini kaybetmiş firmalar da söz konusu olabiliyor ki yves rocher'de buna bir örnek.

Türkiye de ise durum nispeten daha iyi gibi geldi bana, en azından Çin gibi değiliz, hayvan deneyi yapmayan ve başarılı ürünler üreten firmalar mevcut, bunlara örnek olarak Cyrene markasını verebilirim. 
Loreal gibi markalar zihnimizde çok yer etmiş olduğu için, ilk başlarda cruelty ürün bulmakta zorlanabilirsiniz. Fakat her an elimizin altında internet var, araştırarak ve internetten de alışveriş (lilakutu gibi) yaparak bu saygılı firmaların ürünlerine ulaşmamız mümkün. Üstelik gratis ve watsons gibi mağazalarda da hayvan deneyi yapmayan markalar satılıyor: live clean, gosh, essence, giovanni cosmetics, kiss my face, alix avien, wet'n wild gibi...


Bu konu ile ilgili bilgi almanızı sağlayabilecek linkleri de vererek yazımı sonlandırmak istiyorum, yanlışlık olmaması ve güncel olması açısından  temiz firmaların ismini listelemek istemiyorum fakat vereceğim linklerde bu listelere de ulaşabilirsiniz:) Umarım bir kişi bile olsa, hayvan deneyi yapan ürünlerden bu yazı aracılığı ile vazgeçmeye çalışır

                                                  sevgiler, T

çirkinkadınyokturazmakyajvardır/blog

pembe defter'in videosu #1

pembe defter'in videosu #2

                                                                         cruelty free ürün yorumu/aslınındünyası

                                                                         http://sevrapond.blogspot.com.tr/2014/09/cruelty- free-kozmetik.html
                                          
                                                                          Peta

                                                                          leaping bunny

4 Mart 2015 Çarşamba

Her Genç Kızın Hayali:))

Senelerce hayalini kurduğumuz, pozitif tüm anlamları yüklediğimiz, hayatımızın en piremses anını bize yaşatmasını umduğumuz kıyafet gelinlik... E bu kadar anlam yükleyince de içinize sinen bir modaevi ve gelinlik bulmak oldukça stresli ve zor olabiliyor ne yazık ki, fazla beklenti her zaman üzüyor yani:/
Ben de gelinliğim için o modaevi senin bu butik benim dolaşırken çook stres de oldum, sinirlendim de, asla istediğim gibi bir gelinliğim olmayacak diye umutsuzluklar yaşayıp, maddi-manevi yüksek beklentiler sebebi ile gerçekten zorlanmıştım. Mayıs başındaki düğünüm için, ta eylül ayından Ankara'daki modaevlerini dolaşmaya başlamıştım. Ankara'daki birçok gelinlikçiyi gezdim, internetten araştırmalar yaptım ve sonunda güneşli bir kış günü, içime çok sinecek bir modaevi ile tanışmaya gittim ASLI KIRDAR MODAEVİ :)



Benim için en önemli kriter belki de kafasının dikine gitmeyen, bakış açımı, istediğim modeli-kesimi- gerçekten anlayabilen ve çözüm odaklı olan bir modacı ile çalışmaktı. Böyle yazınca sanki şirketime eleman alıyormuşum gibi gözüküyor ama hayalinize kavuşmanız için çıktığınız bu yolda başınıza aksilikler gelirse eğer, gelinliğinizi diken kişinin tavrı, sizin ruh sağlığınız açınızdan oldukça önemli sevgili gelinler:) Ben Aslı Hanım ile daha ilk konuşmamda tüm bu  beklentilerimin hatta daha fazlasının karşılanacağının sinyallerini almıştım, daha önce yaşadığım umutsuzluklar silinmişti ve eve gelip anneme ''sonunda içime çok sinen bir yer buldum'' demiştim:) Burada denediğim neredeyse tüm gelinlikleri çok beğenmiştim, imkanım olsa hepsini giyer 15-20 günlük bir düğün yapardım.
E böyle bir imkanım tabiki olmadı fakat Aslı Hanım ve ekibi sayesinde her şeyiyle çok beğendiğim, %100 içime sinen bir gelinliğim de oldu.


Fotoğrafta da gördüğünüz gibi içinde kendinizi evinizde gibi hissedeceğiniz gayet rahat ve güzel bir yer burası. Ama sizi asıl rahat ettirecek olan, Aslı Hanım'ın ilgili, bilgili ve görgülü tavrı olacaktır. Aslı hanım, hayalinize kavuşmanız için sıkılmadan, bazı yerlerde karşılaştığım afra tafrayı (!!!) yapmadan, elindeki muhteşem gelinlik ve dantellerle size yardımcı olacaktır. Aklınız pronovias'ta bile kalmayacak emin olun;) (pronovias beni affet:S)

Son olarak kendi provamdan bir fotoğrafımı koyuyorum fakat büyüsü kaçmasın diye henüz tamamını paylaşamıyorum:) Sorularınız olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
Bir de slogan buldum onu da yazayım: gelinin halinden bir gelinler bir de Aslı Kırdar anlar:p

Daha fazla fotoğraf ve bilgi için bu linkleri kullanabilirsiniz:

https://instagram.com/asli_kirdar/

web sitesi 

facebook

                                 Sevgiyle kalın, T

25 Şubat 2015 Çarşamba

Banyo Ekibim #1 

Merhabaaa,
Bugünki yazımda, banyo ekibimi sizinle buluşturmak istedim:) yaklaşık 2-3 aydır bu ürünleri kullanıyorum, yorumlamak için uygun bir kullanım süresi bence, o halde banyo ekibimi yakından tanıyalım bakalım:)
 

Saç ürünlerim ile başlayalım. Saçımla ilgili en büyük problemim kepek oluşumu. Alerjik bir cilt yapısına sahip olduğum için klasik market ürünü şampuanları kullanamıyorum. İçeriğine dikkat ettiğim, doğal olduğunu düşündüğüm ürünler de çoğu zaman çare olmadı. Bana uygun şampuanı çooook uzun süre aradım ne yazık ki:/ Derken bir gün Davines Purifying Kepek Şampuanı ile tanıştım. Bu şampuanın resimde gördüğünüz boyutunu (100 ml) internetten indirimle 20 tl'ye almıştım. Almadan önce yaptığım araştırmalarda, ürünün kepeğe çok hızlı müdahale ettiğini okumuştum ve bu yoruma %100 katılıyorum:) ilk yıkamadan itibaren kepeğin çoğunu geçiren mükemmel bir şampuan. Kepeğe ilaç gibi geliyor ve sitesindeki açıklamada da ilaç kullanımı gibi sınırlı bir süreden bahsedilmiş zaten. açıklama için bknz 


Şampuanın yapısı tıpkı yumurta sarısı gibi:) Kokusu ise benim saçımda felaketti:/ Özellikle ısı ile birleşince saçlarım yanmış balata gibi kokuyordu ve parfümle saç spreyi ile hiç bir ürün ile bu kokuyu bastıramadım. Kuaföre gitmeye utanıp, fön çekmeyi öğrendim:) Kokusu dışında, kepekli saçlar için dört dörtlük bir şampuan hatta kokusuna rağmen öneriyorum. Üstelik Davines çevreci bir marka ve bu yönüyle de Davines'e sempatim büyük:)






Davines'i bitirdikten sonra ise en yakın arkadaşımın tavsiyesi ile Vichy Dercos kepek şampuanını kullanmaya başladım.

Fotoğrafta da gördüğünüz gibi paraben içermeyen, nispeten temiz içerikli bir ürün. Tıpkı Davines gibi, Vichy'nin şampuanı da yumurta sarısı gibi:) Saçınızda ise iyi ya da kötü bir koku bırakmıyor. Bu gördüğünüz kuru saçlar için olan, ben sadece şampuanı kullanıyorum ve saçlarım yumuşacık oluyor, tekrar kreme ihtiyaç duymuyorum. Saçımı temizlemesinden, verdiği hacim ve yumuşaklıktan gaayet memnunum:) Kepeğe olan etkisinden bahsetmem gerekirse, ne yazık ki bu konuda bir Davines değil. Vichy'yi ilk bir ay kepek bakımından da çok memnun kalarak kullandım fakat daha sonra pek etki etmemeye başladı..Şuanda kepeği kısmen kontrol altında tutuyor diyebilirim, daha fazlası değil... Bu bitince yine şampuan arayışlarım başlayacak çünkü Vichy markasının deneylerinde hayvanları kullandığını öğrendim ve artık cruelty free ürünleri tercih etmeye çalışıyorum, dolayısıyla bunun için Vichy'ye ekonomik kaynak olmak kesinlikle istemem!!! 


Saçlarımdan sonra, vücudum için Ginger&Co Double Up duş jeli kullanıyorum. Bu ürünü de cruelty free olmadığı için bir daha almayacağım, oysa ki kokusuna resmen aşıktım:/ Nemlendirme özelliği olduğunu iddia eden bir ürün ve evet bir sabun kadar cildi kurutmuyor. ama ben 3 dk cildinizde durup duruladığınız bir ürünün nemlendirici olacağına zaten inanmıyorum...




İçeriğine fotodan bakabilirsiniz. Zararlı tüm maddeler içinde var ve offfff kokusu çok güzel:@ Bu kadar zaman sırf kokusu için kullanmıştım zaten, bebek gibi kokuyor:) 

Veee banyo rutinimin son ürünü nemlendirici:) Palmer's kakao yağlı kremini kullanıyorum. Bu ürünü çatlak oluşumuna engel olması için tercih etmiştim. lilakutu'dan almıştım, uygun fiyatlı bir ürün. oldukça iyi bir nemlendirici öncelikle, ve düzenli kullanımda çatlak oluşumunu engelliyor fakat tabiki beyazlamış çatlaklara iyi gelmiyor. Hoş bir kakao kokusuna sahip, ciltte yağlı his bırakmıyor. Bu ürünü kullanmaya devam edicem gibi görünüyor:)



Yanda gördüğünüz gibi, içinde vitamin e, kolajen, shea yağı bulunuyor. Cruelty free:)

Bu ürünlerin dışında mutlaka her banyoda kullandığım, ekibimin starı ise tabiki lifim:) klasik bir türk lifi, hani büyüklerimizin ördüklerinden. Ben lif kullanmadan kendimi temiz hissetmiyorum, kan dolaşımı için de faydalı olduğuna inanıyorum, tabi ki cruelty free:p 


Benim banyo ekibim işte böyle:) Sizinkileri de öğrenmeyi çok isterim. Özellikle çevreci ürün tavsiyelerine çok açığım, bu konuda duyarlılığımız artmalı.. saçlarımız yumuşak cildimiz güzel olacak diye bir sürü canın acı çekmesine katkıda bulunmayalım arkadaşlar, ne kadar dikkat edebilirsek edelim, firmalara sırf daha ucuz diye yapıyor bu eziyeti çünkü, başka yöntem bulamadıkları için deyıl..!
                                                                                            T

21 Şubat 2015 Cumartesi

Nemlendirici şeyler

Kuru ciltleri olanlar, doğru düzgün bir nemlendirici bulamadım diyenler işte size güzel bir öneri...
                              

   
                                    

Bioderma Atoderm PP Balm Baume - 

Kuru ve Atopik Ciltler İçin Nemlendiri Krem

Bioderma ürünlerinden hep memnun kaldım ama bunun yeri bir ayrı. Ergenlik çağındaki kardeşimin hızlı büyümesinden kaynaklanan cildindeki çatlakları tedavi etmesi için doktor tavsiyesi ile aldığımız krem uzun süredir tüm ailenin vazgeçilmezi oldu. Bu kremi kullanmadan önce çok fazla ürün denedim ama ya yeteri kadar nemlendiremedi ya da cildimde yapış yapış bir his bıraktığı için artık hiç nemlendirici kullanmasam daha iyi noktasına getirmişti beni... Hassas cildim olmasına rağmen ki çok bilindik markaların kremlerinin cildimi yara yaptığını da deneyimledim şimdiye kadar kötü bir yan etkisini görmedim. Banyodan sonra tüm vücuduma kullanmayı tercih ettiğim bu krem hem çok hafif hem hızlı etki ediyor hem de uzun süre etkisi geçmiyor. Cildimin tahriş olmuş ya da çatlayan yerlerini iyileştirmede de çok yardımcı oldu. 500ml ve 200ml seçenekleri var ve az miktarda kullanımı dahi fazlasıyla etkili olduğu için uzun süre kullanabiliyorsunuz. Genellikle eczanelerde satılıyor ancak kozmetik ürünleri satan alışveriş sitelerinden de ulaşabilirsiniz:
                                                              B.
                                 

19 Şubat 2015 Perşembe

Çok sıkılınca yapılacak şeyler #1





                                                                                                           

Tv - telefon -bilgisayar derken internette  sörf yapacak bütün ağları bitirmişken hala yok ben çoook sıkılıyorum diyorsanız, kafanızı bir süre dağıtmaya eğlenceli bişeyler yapmaya ihtiyacınız varsa sizi çok iyi anlıyorum... Önce biraz güzel şekilli taş toplayalım (yerinizde olsam fazla fazla toplardım boyamaya başlayınca keşke daha fazla toplasaydım demeyin). Sonra güzeelce temizleyip üzerine ne çizeceğimize karar verelim. Eliniz alışana kadar basit şekiller çizin ve sınırlarınızı kurşun kalemle belirleyin. Boya olarak akrilik boya kullanıyorum sadece ana renkleri aldım istediğim tonları karıştırarak buluyorum. Boyalar fiyat olarak çok uygun ve uzun süre gidiyor. Boyalarınızı sulandırarak kullanın bir iki tane farklı kalınlıkta fırça işinizi görür. 

 







Taşlarınız kuruduğunda ise sprey cila( ben mat cila seviyorum)  ile cilalarsanız silindiğinizde boyalar dağılmaz. Ayrıca küçük taşlar seçerseniz arkasına mıknatıs yapıştırıp buzdolabı magnetleri de hazırlayabilirsiniz:)

 
Bunlar da arkadaşımın doğum günü için hazırladığım taşlar arkasında doğum günü dileğim yazıyor :))
                                                                  
                                                                         B.


















            












B.